Sizlerle Mısır’ın Abydos kentine gittiğimizde bizi etkileyen, ilginç ve bir o kadar da duygusal bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum; Doroth Eady’in hikayesini…
Mısır’ın en güzel tapınaklarından bir tanesi Abydos’ta bulunan I. Seti Tapınağı’dır. O ünlü helikopter ve denizaltı çizimlerinin de bulunduğu bu tapınak aynı zamanda güneş ışığını içeriye belirli bir ahenkle yansıttığı için ışık oyunlarıyla fazlaca ünlüdür. Mısır’ın hanedanlıklar öncesi kadim yapılarına ve Mısır Krallar Listesine de ev sahipliği yapan bu muhteşem tapınağın duvarları aynı zamanda pek kimsenin bilmediği dramatik bir yasak aşka da şahitlik etmiştir.
Bentreshyt, I. Seti döneminde (yaklaşık MÖ. 1290-MÖ. 1279) tapınak rahibelerinden birisi olarak çalışmış ve bu süre zarfında tüm tehlikeleri bilmesine rağmen I. Seti’yle yasak bir aşk yaşamıştır. Bentreshyt annesini üç yaşında kaybetmiş, I. Seti’nin askerlerinden biri olan babası ona bakamayıp tapınağa verdiği için rahibe olarak yetişmiştir. On iki yaşına geldiğinde, baş rahip ona dünyaya gitmek mi yoksa kalıp kutsanmış bir bakire olmak mı istediğini sormuş, cevabı kutsal bakire olarak almıştır. Sonraki iki yıl boyunca, sadece İsis'e adanmış bakire rahibelerin oynayabileceği bir rol olan Osiris'in tutkusu ve dirilişinin yıllık dramasındaki rolünü oynamıştır.
Bir rahibenin bir erkekle olamayacağı bir dünyada I. Seti ile karşılaşan Bentreshyt duygularına hâkim olamamış ve firavuna âşık olmuştur. I. Seti de bu duygulara karşılık vermiş ve iki aşık herkesten gizli bir şekilde görüşmelerini sürdürmüşlerdir. Bu saklı buluşmalar Bentreshyt hamile kalana kadar devam etmiştir. Hamile olduğunu öğrenen Bentreshyt bunu I. Seti’den saklayarak bir çözüm yolu aramıştır. Fakat tüm yolların I. Seti’ye ve hanedanlığına zarar vereceğini gördüğü için sonunda intihar etmiştir. I. Seti ise bu intihara çok üzülmüş ancak asla hanedanlığı için kendisi feda eden sevgilisi ve doğacak çocuğu ile ilgili gerçeği öğrenememiştir.
Yaklaşık 3200 yıl sonra MS. 1904'te Londra yakınlarındaki bir banliyöde Dorothy Eady adında bir kız doğdu. Bir sahil kasabasında büyüyen Dorothy üç yaşındayken merdivenlerden düşüp başını vurdu ve kısa bir süreliğine ölümü gerçekleşti. Ancak bir müddet sonra hayata döndü ve iyileşme sürecinden sonra garip davranışlar sergilemeye başladı. Yabancı aksan sendromu da geliştiren Dorothy, ailesinden sık sık onu evine götürmesini istemekteydi, Bentreshyt geri dönmüştü. Hristiyanlığın etkilerinin yoğun olarak hissedildiği okulunda “Tanrı'ya Mısırlıları lanetlemesi çağrısında bulunan” bir ilahiyi söylemeyi reddetti ve bu yüzden okulundan atıldı.
Ailesi tarafından British Museum'u ziyarete götürülen genç Eady, Yeni Krallık tapınağının sergi odasındaki bir fotoğrafı inceledikten sonra "İşte benim evim!" diye seslendi ama "Ağaçlar nerede? Bahçeler nerede? Tapınak, Büyük Ramses'in babası I. Seti'nindi.” gibi cümlelerle hayıflandı. Ardından Mısır salonlarında, "halklarının arasında" koşturdu, heykellerin ayaklarını öptü. Bu geziden sonra British Museum odalarını ziyaret etmek için her fırsatı değerlendirdi. Orada, gençlik coşkusundan etkilenen ve onu hiyeroglifler üzerine çalışmaya teşvik eden E. A. Wallis Budge ile tanıştı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında bir bombardımandan kıl payı kurtulduktan sonra büyükannesinin Sussex'teki evine taşındı. Burada Eastbourne halk kütüphanesinde eski Mısır üzerine çalışmaya devam etti. On beş yaşındayken Firavun I. Seti'nin mumyasının gece ziyaretini anlattı. Uykuda yürüme ve kâbuslarla birleşen davranışları birkaç kez sanatoryumlara kapatılmasına neden oldu. On altı yaşında okuldan ayrıldıktan sonra, babasının ülke çapında gelişen sinema endüstrisiyle ilgili araştırmaları sayesinde İngiltere'deki müzeleri ve arkeolojik alanları ziyaret etti.
Eady, Plymouth Sanat Okulu'nda yarı zamanlı öğrenci oldu ve uygun fiyatlı Mısır antikaları toplamaya başladı. Portsmouth'taki dönemi sırasında, zaman zaman İsis ve Osiris'in hikayesine dayanan oyun sergileyen bir tiyatro grubunun parçası oldu. İsis rolünü üstlendi ve Andrew Lang'in çevirisine dayanarak Osiris'in ölümü için yakılan ağıtı seslendirdi.
Yirmi yedi yaşındayken Londra'da bir halkla ilişkiler dergisinde çalışmaya başladı. Bu dergide Mısır'ın bağımsızlığı için verdiği siyasi desteği yansıtan makaleler yazdı ve karikatürler çizdi. Bu dönemde Mısırlı bir öğrenci olan müstakbel eşi Emam Abdel Meguid ile tanıştı ve o ülkesine döndüğünde de mektuplaşmaya devam etti.
1931 yılında, artık İngilizce öğretmeni olan Meguid'in kendisine evlenme teklif etmesinin ardından Mısır'a taşındı. Mısır'a vardığında yeri öptü ve buraya kalmak için geldiğini açıkladı. Oğullarına Seti adını verdiler. Bu isim onun popüler ismi olan ve “Sety'nin Annesi” anlamına gelen Omm Sety'nin ortaya çıkmasına neden oldu. George Reisner'in sekreteriyle tesadüfen karşılaşan Eady, onun yılanları büyüleme yeteneğini yorumladı ve ona bu tür güçlerle ilgili büyülerin eski Mısır edebiyatında yer aldığını söyledi.
1935 yılında Eady, kocası Irak'ta öğretmenlik yapmaya başlayınca ondan ayrıldı. Evliliklerinin sona ermesinden iki yıl sonra Giza piramitlerinin yakınındaki Nazlat al-Samman'da yaşamaya başladı ve burada Eski Eserler Dairesi'nden Mısırlı arkeolog Selim Hassan ile tanıştı. Hassan onu sekreteri ve ressamı olarak işe aldı. Bölümün ilk kadın çalışanıydı ve Hassan için bir nimetti. Barbara Lesko'ya göre, "Mısırlı akademisyenlere, özellikle de Hassan ve Fakhry'ye, İngilizcelerini düzelterek ve başkaları için İngilizce makaleler yazarak çok yardımcı oldu. Böylece bu az eğitimli İngiliz kadın Mısır'da birinci sınıf bir ressam, üretken ve yetenekli bir yazar haline geldi. Kendi adıyla bile çok çeşitli, zekâ ve içerikte makaleler, denemeler, monografiler ve kitaplar üretti."
Eski eserlere duyduğu yoğun ilgi sayesinde dönemin ünlü Mısırbilimcilerinin birçoğuyla tanışmış ve arkadaşlık etmiştir. Eady, Hassan'ın çalışmalarına o kadar önemli katkılarda bulunmuştur ki, Hassan'ın ölümünden sonra Ahmed Fakhry tarafından Daşur'daki kazılarda görevlendirilmiştir. Hassan, on ciltlik "Giza Kazıları" yayınında, Eady'den editörlük, çizim, indeksleme ve düzeltme çalışmaları için içten bir şükranla özel olarak bahsetmektedir. Eady bu akademisyenlerden arkeoloji tekniklerini öğrenirken, onlar da onun hiyeroglif ve çizim uzmanlığından yararlanmışlardır.
3 Mart 1956'da elli iki yaşındaki Eady sonunda Abydos'a yani evine taşındı. Pega-the-Gap dağının beşiğinde yer alan Arabet Abydos'ta ev kurdu. Eski Mısırlılar bu dağın Amenti'ye ve öbür dünyaya gittiğine inanırlardı. Burada kendisine 'Omm Sety' denmeye başlandı, çünkü Mısır köylerinde bir anneye en büyük çocuğunun adıyla hitap etmek adetti.
Abydos'un onun için özel bir önemi vardı çünkü Bentreshyt'in I. Seti Tapınağı'nda yaşadığı ve hizmet ettiği yer burasıydı. Daha önce de buraya kısa ziyaretler yapmış ve bu ziyaretler sırasında ileri düzey bilgisini göstermişti. Tapınağa yaptığı bu ziyaretlerden birinde, iddialarından haberdar olan Eski Eserler Dairesi başmüfettişi onu test etmeye karar vermiş ve tamamen karanlıkta belirli duvar resimlerinin önünde durmasını istemişti. Bir tapınak rahibesi olarak önceden edindiği bilgilere dayanarak bu resimleri teşhis etmesi söylenmişti. O sırada resimlerin yerleri henüz yayınlanmamış olsa da görevi başarıyla tamamlamıştır.
Onun için Seti Tapınağı, eski Mısır tanrılarının iyiliksever gözleri tarafından izlendiği bir huzur ve güvenlik yeriydi. Bentreshyt olarak I. Seti ile ilk kez tanıştığı yeri bularak eskiden burada tapınağın bir bahçesi olduğunu söyledi. Dediği gibi bahçe tam onun söylediği yerde bulundu. Hayatının geri kalanını Abydos Tapınağının işlerine adadı ve Mısırlı bir rahibe gibi binlerce yıllık görevine devam etti.
Ekim 1980'de Julia Cave ve BBC'den bir ekip Omm Sety ve Mısır'ın belgeselini çekmek üzere Abydos'a geldi. Çekimler Mart 1981'de, Omm Sety'nin Chicago House'daki yetmiş yedinci doğum günü partisine denk gelecek şekilde gerçekleştirildi. Çok acı çekiyordu ama neşesi yerindeydi ve film ekibi onu çekimler için Seti Tapınağı'na taşıdı. Bu, 3.000 yıl önce rahibe olarak hizmet ettiği tapınağa son ziyareti olacaktı. 21 Nisan 1981'de öldü.
Omm Seti bir keresinde şöyle demişti: "Ölüm benim için dehşet verici değil... Yargıdan geçmek için elimden geleni yapacağım. Osiris'in huzuruna çıkacağım, o da muhtemelen bana pis pis bakacak çünkü yapmamam gereken bazı şeyler yaptığımı biliyorum."