İnanna Genleri Sizde Ne Kadar Yoğun?

Anunnaki atalarımızın genlerini içimizde taşımaktayız. Tabii ki de hemen hemen hepsinin genleri bizlerde mevcuttur ancak bazı durumlarda Anunnakilerden bir tanesinin genleri içimizde diğerlerine göre çok daha yoğun olabilmektedir. Böyle durumlarda o Anunnaki’nin genleriyle bize aktarılan olumlu özellikleri olduğu kadar olumsuz özelliklerini de istemsizce hayatımıza taşıyabilmekteyiz. İçimizdeki tanrı ya da tanrıça genlerinden bahsetmekteyiz. Bu da demektir ki o Anunnaki ile istemsizce birbirimize hala bağlıyız ve DNA’larımız aracılığıyla da sürekli kuantum dünyasında iletişim halindeyiz. Bir antik kentin bizi çekip bir başkasının itmesi, gittiğimiz bir ülkenin evimiz gibi hissedilip bir diğerinin çok uzak gelmesi hep içimizdeki bu Anunnaki genleri nedeniyle olabilmektedir. Aynı zamanda onun aşkları, hatıraları, yaşadıkları ya da korku ve travmaları bizleri hala etkiliyor olabilmektedir. Bu yüzden de kendimizde enerji çalışmaları, astrolojik yaklaşımlar veya numeroloji gibi tekniklerle üstesinden gelemediğimiz bir durumun, kendini tekrar eden döngülerin ya da travmanın kaynağı olarak bir de Anunnaki atalarımıza bakmamız gerekebilir.

Örnek vermek gerekirse hayatınızın büyük bir kısmında özel ilişkilerde sorun yaşamış, kendi duygularınızdan hiçbir zaman emin olamamış, bugün farklı yarın farklı davranmışsınızdır. Her türlü çalışmayı denemiş ama bunun nedenlerini bir türlü bulamamışsınızdır. Bu noktada rüyanızda sekiz uçlu yıldız gördüğünüzü ya da bir şekilde size bu yıldızın geldiğini düşünelim. Bu yıldız İnanna’nın direkt sembolüdür ve sizin genlerinizde yoğun olarak İnanna varlığının habercisi olabilir. Görmüş olduğunuz sekiz uçlu yıldız da size, güzel bir olumlamayla sahip olduğunuz İnanna genlerini dengelemek için gelmiş olabilir. Belki de bu yüzden siz; İnanna’nın travmalarını yaşıyor, istediğiniz ilişkiyi bir türlü bulamıyor, hayatınızı kuramıyorsunuzdur.

İnanna örneği vermemin nedeni bana göre ülkemizdeki kadınların büyük bir kısmı (kendileri bunun farkında olmasa da) İnanna genlerini yoğun olarak taşımakta, çeşitli tetiklemelerle de onun yaşadıklarını kendi hayatında devam ettirmektedir. Peki, Enlil klanından olan ve Sin’in kızı olan aşkın, cinselliğin ve savaşın tanrıçası İnanna’nın travmaları nelerdir?

İstanbul Arkeoloji müzesi

mari'de bulunan inanna/iştar

1. Travma

İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen ve Kramer tarafından çevirisi yapılmış olan “İnanna Çiftçiyi Seçer” adındaki tablete göre İnanna bir eş seçmek üzeredir ama bir türlü kararını verememektedir. İnanna henüz genç bir prenses iken iki talibi vardır: Birisi Enki'nin oğlu Prens Dumuzi, diğeri ise üst rütbeli bir subay olan Enkimdu. Kardeşi Samaş, Dumuzi'yi seçmesi için ısrar eder ama İnanna mantıksal değil duygusal yaklaşır ve âşık olduğu diğer talibi Enkimdu'yu seçer. Bunun üzerine Dumuzi, İnanna ile görüşmeye gelir ve neden kendisini seçmediğini öğrenmek ister. Dumuzi bir prenstir ve Afrika'nın orta bölümü ona aittir. O sırada Enkimdu'da duyup gelir ama Dumuzi onu görünce sinirlenir, hatta tehdit eder. İnanna sessizliğini korur ve sadece izler. Enkimdu sakin biridir ve kavgacı Dumuzi'yi yatıştırmaya çalışır. Dumuzi bir türlü sakinleşmez ve tehditlerine devam eder. Enkimdu'nun karşısında bir prens vardır ve eli kolu bağlıdır.

Hem Samaş'ın baskısı hem ailesinin verdiği yük (Enki-Enlil Klanları arasında bir köprü olacak bu evlilik denmesi), hem de Dumuzi'nin kendisi için yaptığı onca şey, İnanna'nın fikrini değiştirmez. Hatta tüm prenses haklarını kaybedeceği bile kendisine söylenir ama İnanna geri adım atmaz.

Ancak İnanna’nın uğrunda her şeyden vaz geçtiği ve tüm ailesini karşısına aldığı Enkimdu baskılara dayanamaz ve sonunda vazgeçer. Ardından İnanna da büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak pes eder. Teselliye ihtiyaç duyduğu bu anlarda ise yanında Dumuzi vardır. Dumuzi'ye verdiği evet yanıtı mantıkla alakalıdır.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

İnanna genlerini yoğun bir şekilde taşıyan kadınların genellikle ilk aşkları benzer şekilde biter; büyük bir hayal kırıklığıyla…

İnanna ve dumuzi

inanna ve dumuzi

2.Travma

Dumuzi ile olan aşkı hep kuşkuyla karşılanır. Enki klanının haklarına bu evlilik ile erişebileceği, aslında Dumuzi’yi bunun için istediği gibi birçok suçlamaya maruz bırakılır. Burada en sert iddiaları savuran kişi Dumuzi’nin abisi ve Enki’nin varisi Marduk/Ra’dır.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

Hayatının birçok alanında kendini sürekli bir entrikalar, entrikacılar ağında bulması. Suçlanması, kabul edilmemesi…

İnanna ve dumuzi

İNANNA

3. Travma

Konumuz olmadığı için detaylara giremeyeceğim birçok şeyin yaşandığı bu aşkın sonu kazayla bile olsa acı biter, çünkü Dumuzi ölür.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

Değer verdiği ve çok güvendiği sevdiğinin bir anda yok olması, gitmesi…

İnanna ve dumuzi

dumuzi operası ölüm sahnesi

4. Travma

Bu ölüm kaza bile olsa İnanna sinirini bir türlü atamaz ve Ra/Marduk’u sorumlu tutar. Bir anda içindeki canavar ortaya çıkmıştır. Karşı tarafa tehditler yağdırır, bununla da yetinmez Enlil klanını toplayarak Enki klanına savaş açar. MÖ. 8760 yılında Mısır’daki Tanrılar Savaşı bu durumun sonucudur.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

Aşkın bir anda savaşa dönüşmesiyle İnanna genleri sonsuza dek değişmiştir. Artık İnanna genleri taşıyan kadınlar her şeyi bir anda yakıp yıkabilen güçlü ve hırslı bir role bürünmüşlerdir. O yüzden de her duyguyu zirvelerde yaşayan, gerektiğinde savaşçı eril bir kişiliğe bürünen, istediğinde karşıdakini yerin dibine sokabilen bir kişiliktir artık. Bu yönüyle İnanna genleri taşıyan kadınlar, özellikle yalan söyleyen ve aldatan erkekler için çok tehlikeli olabilmektedir.

inanna-marduk piramit savaşı

inanna-marduk piramit savaşı

mö. 8760

solda ninurta sağda enki

5. Travma

İnanna ölen sevgilisi Dumuzi’den DNA alarak İSİS gibi çocuk sahibi olmak istemiştir ancak ona Enki klanı tarafından izin verilmemiştir.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

İnanna genleri taşıyan kadınlar eğer çocuk sahibi olurlarsa aşırı bağlılık, olamazlarsa da çocuk istememek gibi uçlarda gezerler.

inanna-ereşkigal buluşması

İnanna'nın Aşağı Dünya'ya İnişi

savaşçı inanna

6. Travma

İnanna’nın Aşağı Dünya’ya İnişi adlı metne göre Dumuzi’den DNA almak için çok tehlikeli bir yolculuğa çıkmıştır. Bu yolculuktan geri dönememe ihtimaline karşı da Sin, Enlil ve Enki’ye haber salmıştır. Gerçekten de Ereşkigal tarafından bayıltılarak alıkonulmuş, Sin ve Enlil’in araya girmesi de bir işe yaramamıştır. Bu noktada kendisini kurtaran kişi karşı klanın lideri ve Dumuzi’nin babası Enki olmuştur.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

Ailesini, babasını ya da dedesini kurtarıcı olarak göremediği için artık baba ile sürekli sorun yaşayacaktır. Kimseye güvenmeden sadece kendi ayakları üzerinde kalabileceğine inanacak, sadece aklı ile sorunların üstesinden gelebileceğine karar verecektir.

İNANNA VE ENKİ

inanna ve sin

7. Travma

Artık İnanna aşka ihtiyacı olmayan, gerektiğinde Gigunu Zevkler Evi’ni kurup yakışıklı erkeklerle gönül eğlendiren bir kişiliğe dönüşmüştür.

Bu travmanın günümüzdeki yansıması:

Aşk duygusuna karşı artık mesafelidir, mantıkla ilgilidir. Vahşi cazibesi ile erkekleri rahatlıkla etkileyebilen, istediğinde kendisine kolayca bir hayran kitlesi oluşturabilen, dominant bir karakter ortaya çıkmıştır. Eğer ilişkisinde bu dominant durumu devam ettirebilirse en sağlıklı ve uzun ilişkisi bu olabilir. Yok eğer ilişkisi bunu yapmasına izin vermezse, içindeki o güç ve enerjiyi kullanamayacak, içinde patlatacak ve hem kendisine hem çevreye zarar verecektir. Her iki durumda da ne istediğinden ya da ne istemediğinden hiçbir zaman emin olamayacak, bir dengelenme sorununu hayatının her noktasında hissedecektir.

Bu arada hemen söyleyelim: Afrodisias, Truva gibi antik kentler İnanna’nın enerjisinin olduğu yerlerdir. Bu yüzden İnanna genleri taşıyan kadınlara ev hissi vermekte, çok iyi gelmekte, içlerindeki dönüşümleri yaşamalarına büyük bir destek olmaktadır.

HELENA PETROVNA BLAVATSKY YÜCELMİŞ ÜSTADLAR

İnanna’nın travmalarını ve günümüzdeki yansımalarını fazlaca çoğaltmak mümkündür. Son olarak şunu söyleyelim; sadece İnanna’nın değil başka Anunnakilerin genleri de içimizde yoğun olabilir ve onların hayatının yansımalarını yaşıyor olabiliriz. Yapmamız gereken bunu fark etmek ve sembol kullanımı gibi doğru adımlarla Anunnaki’nin güçlü yönlerini kullanmak, zayıf yönlerini de dengelemektir.

Sanırım Kraliçe Elizabeth’in neden hayatı boyunca sekiz uçlu yıldız broş taktığı şimdi anlam kazanmıştır.