1.GÜN 9 Mayıs 2024 Perşembe ŞİRİNCE-KLAROS-EFES-MERYEMEANA

8 Mayıs  2024 Çarşamba akşamı İstanbul’dan aracımızla hareket ederek, Bursa üzerinden İzmir’e geçtik. İzmir ve civarından gelen misafirlerimizi aldıktan sonra kahvaltımızı yapmak üzere ŞİRİNCE’ye gittik ve köy turu sonrasında Anadolu’nun önemli kehanet merkezlerinden biri olan KLAROS’a doğru devam ettik. Çeşitli kültürlerde Ak Ana, Ninhursag, Ninmah olarak tanınan tanrıça HATHOR’un kült merkezlerinden biri olan KLAROS, aynı zamanda Yunanistan’daki Delphi ve Didim’deki Apollon Tapınağıyla birlikte dünyadaki en önemli üç kehanet merkezinden biridir. Klaros’un bugüne kadar Delphi kehanet merkezinin emriyle kurulduğu söylense de Klaros’taki  son kazılarda Miken kültürüne ait malzemeler saptanmıştır. Bu bilgiler doğrultusunda  Klaros’un antik dönemin en eski kehanet merkezi olduğu, hatta bir görüşe göre de kâhin yetiştiren bir okul olduğu düşünülmektedir. Özellikle ABD’den sık sık ziyarete gelen ‘Yeni Apolloncular’ adlı bir grup burada  bir manyetik enerji olduğuna inanmaktadır.

Klaros ziyaretimizin ardından içerisinde Türkiye’deki tek İSİS Tapınağını barındıran EFES Antik Kentini ziyaret ettik.

Selçuk’ta aldığımız öğle yemeğinin ardından Selçuk Müzesini, dünyanın yedi harikasından birisi kabul edilen Efes Artemis Tapınağını ve dinginliği hissettiğimiz MERYEM ANA KİLİSESİ’ni ziyaret ettik ve konaklama için İzmir'deki Ramada Hotel'e yerleştik.

2. GÜN 10 Mayıs 2024 Cuma PAMUKKALE–LAODİKEİA–SARDES

Sabah kahvaltısının ardından zenginliği ile dillere destan Lidya Kralı Karun’un şehri Sardes'e gittik. Bugün biline madeni para yani sikkenin doğum yeri olan Sardes, antik dünyanın önde gelen şehirleri arasındadır. Tanrıça ARTEMİS/NİSABA’ya ait Artemis Tapınağı, Gymnasium ve Sinagog ziyaret ettiğimiz yerler arasındaydı. Öğlen yemeğinden sonra ‘‘Anadolu’nun Piramitleri’’ olarak bilinen Bintepeler panaromik görüntüsü ile tanrıça ATHENA kült merkezlerinden biri olan LAODİKEİA antik kentini ziyaret ettik. Son olarak travertenleriyle ünlü olan PAMUKKALE’yi ziyaret ettik. Akşam yemeği ve konaklama için otelimize Adempira Hotel'e yerleştik.

3. GÜN 11 Mayıs 2024  Cumartesi AKHARAKA–NYSA–AFRODİSİAS

Sabah otelde aldığımız kahvaltı sonrasında ilk ziyaretimiz Göktürk Ramu’nun da gruba katılımıyla AFRODİSİAS kenti oldu. Çeşitli kültürlerde Venüs, Ishtar, Astarte, Aştoret, Umay Ana, Ayzit, Venüs olarak bilinen AFRODİT/İNANNA’nın Anadolu’daki en önemli kült merkezi AFRODİSİAS kentinde de Recep Özel diğer kentlerdeki gibi enerji çalışmaları yaptı. Nazilli Kısmet Pide'de aldığımız öğlen yemeğinin ardından ünlü coğrafyacı Strabo’nun yaşadığı, Ölüler ülkesine açılan kapı “AKHARAKA”nın bulunduğu NYSA Antik Kenti’ne gittik. Bir Luvi kenti olan Akharaka’da karanlığın ve yeraltının tanrısı Hades ve eşi PERSEPHONE/EREŞKİGAL’in tapınağı ziyaret edildi. Sonrasında Bergama'da konaklayacağımız Labella Hotel'e doğru yola çıktık.

4. GÜN 12 Mayıs 2024 Pazar  BERGAMA-AKROPOL-ASKLEPİON-AKHİSAR

Sabah kahvaltıdan sonra ilk durağımız, “Ölümün girmesinin yasak olduğu” sağlık ve şifa merkezi BERGAMA ASKLEPİON oldu. Asırlar önce bünyesindeki seçkin hekimler ve müzik, çamur banyoları, su ve spa terapileri, meditasyon, telkin, doğal bitkisel karışımlar, masaj, aromaterapi, özel diyetler gibi günümüzde tekrar popülarite kazanan yöntemlerle hastalara şifa dağıtan bu merkezi ziyaret ettikten sonra ikinci ziyaret noktamız BERGAMA AKROPOLİS idi. “Akropol” kelimesi Antik Yunanca da “yukarıda bulunan şehir” anlamına gelmektedir. Akropol yani Bergama’nın merkezi, bilinen en eski döneminde soylu sınıfı Yunan ve Persler; halkı ise Hitit, Frig ve Lidya kökenli Anadolu eski halk topluluklarından oluşan büyük bir medeniyet merkeziymiş. Akropol da Zeus Altarı ve ATHENA’nın kutsal alanı, eski dünyanın en büyük ikinci kütüphanesinin kalıntıları ziyaret noktalarımız arasında oldu.

Son olarak Mısır Tanrıları Tapınağı olarak da adlandırılan Kızıl Avlu Serapion’u ziyaret ettik. Tapınağın M.S II. yy’da İmparator Hadrian döneminde inşa edildiği ve Mısır tanrıları hem Serapis hem İsis’e ithaf edildiği söylenebilir. 

Bergama'dan ayrılarak Akhisar Müzesini ve buradaki Kehanet Taşı’nı gördük. Ardından İzmir ve İstanbul’a dönüş için yola çıkıldı.